Hakkımda

Fotoğrafım
"Hürriyettir özümdeki, ne bir eksik, ne bir fazla."

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Çerkez Güzelim, Babaannem!

Çok hayranı vardır Türkan Sultanın, çok sevilir. Zaten arkadaşlarım benden çokta onu ziyarete gelirler. Çok güzel yemek yapar, yaprak dolması efsanevidir. Ama ben dolma yapmasını bilmem. Sohbeti çok keyiflidir. Karşına alıp herşeyi konuşabilirsin, çok moderndir. Anlayışlıdır, halden anlar. Avutmaz insanları, teselli eder ama, doğruyuda söyler, dost gibi. Sığınılacak bir limandır, kucağına yatarsın, ağlarsın. Sana tek birşey söyler "Hayat gelip geçiyor kızım, zaman çok nankör. Kafana tokadan başka birşey takma!". Yüzüne bakarsın, tatlı tatlı gülümser sana. Anlarsın ki tecrübe konuşuyor. "Ah kızım, bu saçlar boşuna ağarmadı" der. Sen de onu anlarsın. O tatlı kırışıkları boşuna olmadı onun. Gözlerinin kenarındaki kırışıklıklar en sevdiklerim zaten, çok tatlı oluyor gülerken :) Bugün oturup uzun uzun babaannemi anlatmak, belgelemek istedim. Yazarsın, sonsuza kadar kalır. Roman olacak kadın mübarek. Öyle güzel ki onunla konuşması. Babaannem candır, canandır. Dünya bir yana, pamuğum bir yana. Tanıyan hayran olmadan edemiyor. Ben yıllardır hayranım. O asilliği, dik oturuşu, elleriyle saçlarını arkaya atışı. Sade içer türk kahvesini, çokta yakışır eline. Güzel tutuyor. Onun gibi tutuyorum ben de, ama onun gibi içemiyorum. "Kahve dediğin köpüklü olur kızım" dedi bana, yaşım 13'tü o zaman. İlk kahvemi ona 13 yaşında pişirdim ben. Köpüğüde boldu. Bana baktı, "aferin" dedi. Çok güzel türk kahvesi yaparım, ondan öğrendim. Ondan öğrendiğim herşeyi benimsedim, kanıksadım. "Benim gibi olma" der bana ama, elde değil. Öyle mütevazi. "Çok güzelsin kız" dediğimde mahçup mahçup gülüyor, kızarıyor. "Geçti artık kızım bizden, onlar eskidendi" diyor, ama değil. Hala çok güzel o, hep güzel. Zarif, asil, gururlu. Bana en güzel örnek. Erkek nedir babaannemden öğrendim ben. "Erkek dediğin; oturmasını kalkmasını bilecek kızım. Giyinmesini bilecek, salon adamı gibi olsun. Yanına yakışsın, sen de ona yakışmasını bil. Erkek dediğin; konuşmasını bilecek. Öyle yersiz konuşmayacak. Nerede ne diyeceğini bilecek. Erkek dediğin; seni korumalı. Ama sen önce kendine emanetsin, unutma. Erkek dediğin; sorumlu olacak. İşi gücü olacak,sakın ha boş gezmesin. Sabah kalkıp işine gidecek. Aptal adamlarla olmayın, kaçacaksın öylesinden. Erkek dediğin; kültürlü olacak, muhabbeti dolu olacak. Başbaşa otururken susmayacaksınız. Konuşacak birşeyleriniz olmalı. Güzel güzel sohbet edin. Bırak bazen öğretsin sana bazı şeyleri. Ama bil ki sen de boş değilsin. Erkek dediğin; centilmen olur. Kapıları açsın sana,sandalyeni çeksin. Gerektiğinde üstündekini çıkarıp sana vermeli. Kibar kibar konuşmalı seninle. Sana karşı her konuda nazik olmalı. Kaba saba erkeklerden kaçın. Ağzı pis olmasın, öylesi yakışmaz bir centilmene. Ara sıra etsin tamam ama, sen yanındayken azaltsın. Benimsesin kızım seni. Ara sıra kıskansın. Seni benimsemezse, hemen uzaklaş ondan. Ait hissettiklerinle beraber ol. Seni benimsemiyorsa, sen ait hissetme ona. Ne yapacaksın seni benimsemeyeni?". İşte böyle anlatıyor erkekleri. Çok güzel tanımlama değil mi? Babaannem istiyor ki böylesi olsun olacaksa. Ama etrafıma bakıyorum da, durum çok umutsuz görünüyor. Ama benim illa bir erkeğe ihtiyacım yok, babaannem beni özgür de yetiştirdi. Her zaman bakabilirim başımın çaresine. Erkek dediğin nedir ki? Hayatımızda güzel bir detay, güzel bir anı; onu adamdan sayarsan... Ne kadar az erkeği adamdan saydığımı düşünmeden edemiyorum. Adamdan sayacak adam kalmadı sanırsam. Yaş bunu söylemek için çok erken henüz ama, tanıdıkça da korkmadan edemiyor insan. Babaannemin anlattığı erkek çok eskide kaldı galiba. Devir değiştikçe, geçiyor adamlardan! Zamana yenik düşüyoruz. Bir laçkalıktır gidiyor. Rahatlık diye algılamıyorum şimdikileri, düpedüz laçkalık. Böyle biriyle olur da karşılasırsam, ona bakıp "Tıpkı babaannemin anlattığı gibisin. Erkek dediğin senin gibi olur" diyeceğim. Ve Türkan Sultanı anacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder